Kırık dökük gözyaşları var yüzümde.
Sildikçe artıyor, durdukça acıyor..
Sildikçe artıyor, durdukça acıyor..
Dün tarih oldu yarın sır.
Bugünümün kıymetini bil,
belki yarın yokumdur kim bilir?
Bugünümün kıymetini bil,
belki yarın yokumdur kim bilir?
Bağışla anne kusurumu,
yine beş para etmez insanlar için ağladım..
yine beş para etmez insanlar için ağladım..
Yıkık dökük hayallerle bıraktığın yerdeyim..
O gözlerinde gördüğüm ışığı daha unutamazken,
korktuğum tek şey bana eskisi gibi bakmamandır..
(Borra Akkaş)
korktuğum tek şey bana eskisi gibi bakmamandır..
(Borra Akkaş)
Yinede ben toparladım yerden kalbimin kırıklarını,
sırf ayaklarına batmasın diye..
(Emre Aydın)
sırf ayaklarına batmasın diye..
(Emre Aydın)
Zaman, elbet soğutur bir gün kalbimi.
Ahlar mı kalır içimde, anılar mı bilmeyeceksin..
Ahlar mı kalır içimde, anılar mı bilmeyeceksin..
Genç yaşta nedir bu Azrail çağrısı diyorlar.
Sorun yaşamak değil, sevdiğin seni terk edince
işte o zaman istiyor insan ölmeyi..
Sorun yaşamak değil, sevdiğin seni terk edince
işte o zaman istiyor insan ölmeyi..
Bilemedim be annem.
Hiç gitmeyecekmiş gibi bakıyordu gözlerime..
Hiç gitmeyecekmiş gibi bakıyordu gözlerime..
Oturup iki dakika kafamı yaşasan, üçüncü dakika intihara bağlarsın..
Artık böyle oldum ben. Biraz güvensiz, biraz hissiz, biraz kimsesiz,
ama çokça sessiz, tepkisiz ve çok şeye karşı isteksiz..
(Uğur Gökbulut)
ama çokça sessiz, tepkisiz ve çok şeye karşı isteksiz..
(Uğur Gökbulut)
Dayanır canım acılara, söylemeyin anneme..
(Sagopa Kajmer)
(Sagopa Kajmer)
Ben hava soğuduğu zaman değil,
hayattan soğuduğum gün üşüdüm..
hayattan soğuduğum gün üşüdüm..
Ve anlıyoruz ki, canından çok seven değil de,
babası zengin olan kazanıyor bu hayatta..
babası zengin olan kazanıyor bu hayatta..
Dışardan çok mutlu bir yaşam sürüyoruz gibi gözüksede bilader,
geceleri dört duvar arasında müebbet yemiş hayaller..
geceleri dört duvar arasında müebbet yemiş hayaller..
İnan benim içime attıklarım,
senin içine aldıklarından daha çok acıtır canını..
senin içine aldıklarından daha çok acıtır canını..
Bir insan acıdan delirdiğinde,
diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler..
(Murat Menteş)
diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler..
(Murat Menteş)
Sigarayı bıraksam diyorum, tamamen sana başlasam.
Sen daha çabuk bitirirsin işimi, böyle çok yavaş ölüyorum..
(Küçük İskender)
Sen daha çabuk bitirirsin işimi, böyle çok yavaş ölüyorum..
(Küçük İskender)
Sahi neydi o kural?
Sevince mi kaybediyorduk?
Sen sen ol arkanda canlı ceset bırakma..
Sevince mi kaybediyorduk?
Sen sen ol arkanda canlı ceset bırakma..
Ne zaman perde açılsa içime,
hep senin rolün veriliyor bana.
Sen oynuyorsun, ben susuyorum..
hep senin rolün veriliyor bana.
Sen oynuyorsun, ben susuyorum..
Canım sıkıldığı için mi böyleyim,
yoksa gerçekten acı mı çekiyorum bilmiyorum..
yoksa gerçekten acı mı çekiyorum bilmiyorum..
Kar taneleri olsam.
Sokağına pencerene düşebilsem keşke.
Eridiğimi görebilmen çok mu zor?
Sokağına pencerene düşebilsem keşke.
Eridiğimi görebilmen çok mu zor?
Bazen şu ölümün kokusu üzerime sinse diyorum.
Ölümü koklasam da aldanmasam dünyaya..
Ölümü koklasam da aldanmasam dünyaya..
Hadi git! Seni azad ediyorum.
Yolumun eri olamadın ya,
gönlünün fakiri ol..
Yolumun eri olamadın ya,
gönlünün fakiri ol..
Ölüm bile üzerinden zaman geçince eskir.
Geçmeyecek diye yanıp tutuştuğunuz acılar eskir,
aşklar eskir, gidenler eskir, dönenler eskir..
(Ertürk Akşın)
Geçmeyecek diye yanıp tutuştuğunuz acılar eskir,
aşklar eskir, gidenler eskir, dönenler eskir..
(Ertürk Akşın)
Zamansız bir başlangıçtı bizimkisi.
Benim başımı yaslayacak omuzlara değil,
bağrıma basacak taşlara ihtiyacım vardı..
(Bukre)
Benim başımı yaslayacak omuzlara değil,
bağrıma basacak taşlara ihtiyacım vardı..
(Bukre)
Senin olmayacak birini sevdiğin zaman, çift mesai yapar ömrün.
Gündüz yaşamaya, gece ölmemeye çalışırsın..
(Atakan Gülgar)
Gündüz yaşamaya, gece ölmemeye çalışırsın..
(Atakan Gülgar)
Oysa ne çok cümlem vardı benim.
Her şeye inat, yüreğimi ısıtan ne çok hayal.
Yere düşen ilk kar taneleri gibiydi tutunamadık..
Her şeye inat, yüreğimi ısıtan ne çok hayal.
Yere düşen ilk kar taneleri gibiydi tutunamadık..
Tırnakları yenmiş bir hayatın kanayan parmak ucundaydı umutlar..
(Berat Ergen)
(Berat Ergen)
Belki de sen bana bir başkasının ''BEDDUASIYDIN'' be sevgili.
O yüzden yüreğimin yüzünü hiç güldürmedin..
O yüzden yüreğimin yüzünü hiç güldürmedin..
Bunca çığlık ve acı boşuna değildir gecelerde.
Güneş kolay doğmuyor elbet, karanlığa mahkum edilmiş yüreklerde..
Güneş kolay doğmuyor elbet, karanlığa mahkum edilmiş yüreklerde..
Evet acı çekiyorum senden sonra, ama unuttuğun bir şey var.
Çektiğim her acı beni değil, içimdeki seni öldürmekte..
Çektiğim her acı beni değil, içimdeki seni öldürmekte..
Çekip gitmek gibi bir şey bu. Uzaklaştırmak kendini her şeyden.
En basiti ben artık yokum. Teşekkürler gülümsettikleriniz için..
En basiti ben artık yokum. Teşekkürler gülümsettikleriniz için..
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar..
(Necip Fazıl Kısakürek)
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar..
(Necip Fazıl Kısakürek)
Adaletsiz koca dünya yine olan bana oldu.
Aşk ateşi, yar acısı, dönüp durup beni vurdu..
(Rafet El Roman)
Aşk ateşi, yar acısı, dönüp durup beni vurdu..
(Rafet El Roman)
Şimdi kapıdan gireceğini hayal ediyordum, bana güleceğini.
Sonra kızıyorum kendime, giden sen değil miydin en önde..
Sonra kızıyorum kendime, giden sen değil miydin en önde..
Çok sessiz bir gece.
İçimdeki çığlıkları birileri duyacak diye ödüm patlıyor..
İçimdeki çığlıkları birileri duyacak diye ödüm patlıyor..
Umutsuz umutsuz attılar beni renksiz güneşe.
Rengi yoktu ölümün, sonu yoktu bugünün..
Rengi yoktu ölümün, sonu yoktu bugünün..
Çok gülüyorsun bu aralar diyorlar.
Saklayacak çok acım var diyemiyorum..
Saklayacak çok acım var diyemiyorum..
Al götür gözyaşlarımı, cenabet gönlün yıkansın..
Ne güzel doğup, büyüyüp ölecektik işte.
O büyüme çevresinde devreye aşk girdi.
Ölene kadar, ölüp ölüp dirildik..
O büyüme çevresinde devreye aşk girdi.
Ölene kadar, ölüp ölüp dirildik..
Güldüğüme aldanıp zannetme beni bahtiyar.
Yaşımız çok genç ama yüreğimiz ihtiyar..
Yaşımız çok genç ama yüreğimiz ihtiyar..
An gelir insan gülerken ağlarmış,
gözyaşları sel olup kalbine akarmış.
Kahkaha bir maske derler bilirmisin?
İnsan sevdiğinden ayrılınca bu maskeyi takarmış..
gözyaşları sel olup kalbine akarmış.
Kahkaha bir maske derler bilirmisin?
İnsan sevdiğinden ayrılınca bu maskeyi takarmış..
O gitti bir daha dönmez artık.
Bilmez acı çektiğimi, bilmez onsuz hayallerde yaşadığımı,
bilmez yüzümdeki gülücüklerin sahte olduğunu..
Bilmez acı çektiğimi, bilmez onsuz hayallerde yaşadığımı,
bilmez yüzümdeki gülücüklerin sahte olduğunu..
Bir gün öleceğimi biliyorum. Beni gömenlere söyle ki, ellerimi açmasınlar.
Çünkü ellerimin içinde, ellerinin sıcaklığını götüreceğim..
Çünkü ellerimin içinde, ellerinin sıcaklığını götüreceğim..
Şimdi kim girse kalbime, burda bir ceset var deyip geri çıkıyor..
Ruh yara aldı mı bir kere, durmadan acı yürür bedene.
Et acır, kemik acır, kan bile acır..
(Zeki Demirkubuz)
Et acır, kemik acır, kan bile acır..
(Zeki Demirkubuz)
Kimse bilsin istemem ağlarken güldüğümü.
Ben herkesten gizlerim yaşarken öldüğümü..
(Bergen)
Ben herkesten gizlerim yaşarken öldüğümü..
(Bergen)
Sen beni zamana bırakmaya devam et.
Bakalım zaman beni sana bırakacak mı! Ölüm var..
Bakalım zaman beni sana bırakacak mı! Ölüm var..
Rüyalarımdaki kadar güzel olsaydı hayat, şimdi saçlarım beyazlamazdı..
Gitmem diyenlere sesleniyorum.
Herkes gider bir gün, ya ölerek ya da öldürerek.
Ama mutlaka gider..
Herkes gider bir gün, ya ölerek ya da öldürerek.
Ama mutlaka gider..
Hep biz sorduk "iyimisin" diye,
bizim iyi olmadığımızı bile bile..
bizim iyi olmadığımızı bile bile..
Ben doğarak kötü hayata başlangıç yaptım.
Seni severek kötü hayatımı sonlandırdım!
Şimdi mezarımın üstünde güller açıyor..
Seni severek kötü hayatımı sonlandırdım!
Şimdi mezarımın üstünde güller açıyor..
Ümitlerimden yana bir mezar kaz. Göm beni orta yerine.
Belki de mesut olurum, ben sen de öldüm diye..
Belki de mesut olurum, ben sen de öldüm diye..
Ne zaman söyleyecek bir sözüm olsa bakıyorum.
Benden erken kalkan olmuş. Geç kalmışız ana rahmine düşmekte.
Sevilmekte ve sevmekte..
Benden erken kalkan olmuş. Geç kalmışız ana rahmine düşmekte.
Sevilmekte ve sevmekte..
Ben yıkılmış dünyamın içinde kazazedeyim senin sayende.
Hayatımdaki göçük duygularımın altında can çekişiyorum..
Hayatımdaki göçük duygularımın altında can çekişiyorum..
Bana surat asma hayat.
Misafirim sonuçta kalkar giderim..
Misafirim sonuçta kalkar giderim..
Bir damla mutluluğu biriyle paylaşmak istediğinde,
yüzünü rüzgara dön, ben ordayım..
yüzünü rüzgara dön, ben ordayım..
Canımı acıtsalarda, seni hatırlattıkları için iyi ki varlar..
İçimdeki çocuk çok mutsuz!
Kimse bana oyuncak vermeye kalkmasın kırarım..
Kimse bana oyuncak vermeye kalkmasın kırarım..
Doğruyu söylemek gerekirse,
hayatım acı bile vermeyen upuzun bir sıkıntıdan ibaret..
(Ayfer Tunç)
hayatım acı bile vermeyen upuzun bir sıkıntıdan ibaret..
(Ayfer Tunç)
Herkes kaybettiği kadar içecekse,
o masadan en son ben kalkarım..
(Nejat İşler)
o masadan en son ben kalkarım..
(Nejat İşler)
Beni hayata bağlayan bir şey yok.
'Gitme' diyecek hiç kimse yok..
'Gitme' diyecek hiç kimse yok..
Ben sevmeyi beceremedim, belki de sevilmeyi.
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı..
(Yılmaz Erdoğan)
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı..
(Yılmaz Erdoğan)
Senin uçurum gibi gözlerin vardı.
Benimse intihara meyilli sevmelerim..
Benimse intihara meyilli sevmelerim..
Gönlümün yıkıntılarında can çekişiyor umutlarım..
(Leman Sam)
(Leman Sam)
Seslendim ölüme, ölüm duyupta beni seçmedi..
Bazı dertler o kadar büyüktür ki gözler ağlamaz.
Sadece kalbin sessizce kan ağlar..
Sadece kalbin sessizce kan ağlar..
Geçirdiğimiz günlerde güldüğümüz yerlerde şimdi hazan rüzgarları esiyor.
Gidiyorum rüzgarın estiği yere..
Gidiyorum rüzgarın estiği yere..
Sen kendini ne zannediyorsun bilmiyorum ama,
ben herkesi "sen" zannediyorum..
(Yılmaz Erdoğan)
ben herkesi "sen" zannediyorum..
(Yılmaz Erdoğan)
Hayat nasıl gidiyor diyorlar.
Bilmem diyorum yaşayan birine sorun..
Bilmem diyorum yaşayan birine sorun..
Dinlediğim bir şarkıdan esinlenerek söylüyorum.
Sende başını alıp gitme ne olur..
(Cem Karaca)
Sende başını alıp gitme ne olur..
(Cem Karaca)
Ağlayınca geçmiyordu acılar.
Ben de güldüm geçtim..
Ben de güldüm geçtim..
Her şey o kadar saçma ki,
bir kenara çekilip avazım çıktığı kadar kahkaha atasım var..
bir kenara çekilip avazım çıktığı kadar kahkaha atasım var..
Her acı, her sızı, geç de olsa bir gün geçer elbet.
Kalan hayat, birilerinin dediği gibi devam eder.
Sen sağ, ben selamet..
Kalan hayat, birilerinin dediği gibi devam eder.
Sen sağ, ben selamet..
Sarmıyorum açtığın hiçbir yarayı.
Hiç olmazsa yaralarımız kalsın.
Biz öldük, bari onlar kanayarak yaşasın..
(Kahraman Tazeoğlu)
Hiç olmazsa yaralarımız kalsın.
Biz öldük, bari onlar kanayarak yaşasın..
(Kahraman Tazeoğlu)
Bir gün uğrarsan sol göğsümün altındaki kente,
hüzünlü bir sesle: buralar eskiden hep benimdi diyeceksin kendine..
(Oğuz Atay)
hüzünlü bir sesle: buralar eskiden hep benimdi diyeceksin kendine..
(Oğuz Atay)
Bu hep böyledir.
Birileri yalan olur, birileri yanan..
Birileri yalan olur, birileri yanan..
Sen yokken kaç kere denedim.
Ölünmüyor mutsuzluktan!
(Kolpa)
Ölünmüyor mutsuzluktan!
(Kolpa)
Sensizlik çöktü yüreğime.
Ne sol'um dayanıyor buna, ne de soluğum..
Ne sol'um dayanıyor buna, ne de soluğum..
Doğmayan kızımızın adı mı? ''Hüzün'' olsun..
Derin uyu, ölü sansın yanındaki!
Uykuların, yüreğim gibi derin olsun geceleri.
Ölü gibi soğu, soğuktan ölür gibi yum gözlerini, tıpkı benim gibi..
Uykuların, yüreğim gibi derin olsun geceleri.
Ölü gibi soğu, soğuktan ölür gibi yum gözlerini, tıpkı benim gibi..
Ne zaman kırılsam birilerine, sükut nakışlı hırkalar giyiyorum.
Kıvrılıp da içimin denizlerine, boş ver nasılsa öleceğiz diyorum..
(Mahmut Bıyıklı)
Kıvrılıp da içimin denizlerine, boş ver nasılsa öleceğiz diyorum..
(Mahmut Bıyıklı)
Kendime bir not bıraktım gideceğime dair.
Ve sonra kapıyı çarpıp çıktım kimsesizliğimden..
Ve sonra kapıyı çarpıp çıktım kimsesizliğimden..
Kadınlara çok güvenme, onlar mutlaka giderler demiş dedem babama.
Ve şöyle eklemiş: "bak annene, benden önce öldü işte"..
(Oğuz Bal)
Ve şöyle eklemiş: "bak annene, benden önce öldü işte"..
(Oğuz Bal)
Sesini özlemedim, yüzünü de, ellerini de, yanımdaki varlığını hele hiç.
Daha yazamıyorum, uzayan burnum, kalemime çarpıyor, bırakıyorum..
Daha yazamıyorum, uzayan burnum, kalemime çarpıyor, bırakıyorum..
Kalkıp gidemediğiniz yerlere, dalıp gidersiniz..
(Mehmet Deveci)
(Mehmet Deveci)
Ben de bilirdim gitme demeyi.
Ama morgta yatan bir cesede, kalk gidiyoruz demek gibi bir şey olurdu bu..
(Yılmaz Erdoğan)
Ama morgta yatan bir cesede, kalk gidiyoruz demek gibi bir şey olurdu bu..
(Yılmaz Erdoğan)
Nasıl mıyım?
İyi görünen akıl hastası kadar deli..
İyi görünen akıl hastası kadar deli..
Evde kaldın dediler bana.
Sende kaldım, diyemedim..
(Ahmet Urgancı)
Sende kaldım, diyemedim..
(Ahmet Urgancı)
Gözyaşıma senin acın karıştı..
Öyle bir sevişi vardı ki, sizlere ömür..
Beklerken bütünleşmişim soğuk mermerin rengiyle.
Meğer bu sokağın bir taşıymışım.
Kaç yabancı basmış üstüme sayamadım..
Meğer bu sokağın bir taşıymışım.
Kaç yabancı basmış üstüme sayamadım..
Bir gün sorarlarsa beni sana.
Küçük bir dünyası vardı, onu da ben kararttım dersin..
Küçük bir dünyası vardı, onu da ben kararttım dersin..
Aklımdasın diyen balıklar, ömrümdesin diyen kelebekler gördüm..
(Küçük İskender)
(Küçük İskender)
Birden fazla canımın olduğunu, yokluğunla her gün ölerek anladım..
Bazen öyle seversin ki, yılan olsa sarılır, yalan olsa inanırsın..
Gözünde, gönlünde sokaklardadır.
Ama adın gibi biliyorsun, bugün de gelmeyecek..
Ama adın gibi biliyorsun, bugün de gelmeyecek..
Elimde acının resmi var, ücreti peşin ödenmiş..
Zaman, acelesi olan gizli düşman.
Elindeki fırçayla saçlarımızı beyaza boyayan,
yüzümüze çizgiler çeken usta ressam..
Elindeki fırçayla saçlarımızı beyaza boyayan,
yüzümüze çizgiler çeken usta ressam..
Zamanla geçmiyor işte.
Çünkü zamana değil, sana ihtiyacım var..
Çünkü zamana değil, sana ihtiyacım var..
Artık sarılsan da geçmez acım.
Teninden başkasının kokusu gelir,
daha çok yanar canım..
Teninden başkasının kokusu gelir,
daha çok yanar canım..
Sanki gözümü ilk açtığımdan beri varmışsın gibi geliyor..
Sen giderken beni nereye götürdün?
Aylar oldu kendime bir türlü gelemiyorum..
Aylar oldu kendime bir türlü gelemiyorum..
Bazıları gitmeyi bile beceremiyor.
Ya anısı kalıyor, ya acısı..
(Cemal Safi)
Ya anısı kalıyor, ya acısı..
(Cemal Safi)
Aşkın ölüm kokusu sarmış etrafımı.
Sana son sözüm elveda..
Sana son sözüm elveda..
Tanıdığımı sandığım insanlarla ilgili yaşadığım
hayal kırıklıklarını sığdırabileceğim bir heybem yok!
Ve işte bu yüzden yüreğim tıklım tıklım yorgunluk..
hayal kırıklıklarını sığdırabileceğim bir heybem yok!
Ve işte bu yüzden yüreğim tıklım tıklım yorgunluk..
Ben ki senden sonra hep siyah giyerim.
Ama bunu bir yas olarak algılama!
Gözükmesin diyedir aşk'tan kalma kirlerim..
Ama bunu bir yas olarak algılama!
Gözükmesin diyedir aşk'tan kalma kirlerim..
Çünkü sen vardın acılarıma tebessüm gibi..
Ve bütün göndermeleri yapıyorum yokluğuna.
İnim inim inleyen satırlarımda, acıların koyduğu yerdeyim..
İnim inim inleyen satırlarımda, acıların koyduğu yerdeyim..
Gittiğine inanmadığım için,
dön demediğim biri var uzaklarda..
(Ümit Yaşar Oğuzcan)
dön demediğim biri var uzaklarda..
(Ümit Yaşar Oğuzcan)
Sancılı rüzgarlar yarama değiyorda,
seni alıp götürmüyor içimden..
seni alıp götürmüyor içimden..
Bilmiyorsun ben gibi yaşarken ölmeyi!
Uzaklaş bu halde istemiyorum görmeni..
(Azap Hg)
Uzaklaş bu halde istemiyorum görmeni..
(Azap Hg)
Sensizim demeye yüreğimin varmadığı,
seninleyim demeye de, kanıtımın olmadığı bir yokluktayım..
seninleyim demeye de, kanıtımın olmadığı bir yokluktayım..
Ben içimden geleni de yaptım, elimden geleni de.
Sen ikisinde de yoktun..
Sen ikisinde de yoktun..
Ben böyle yaşıyorum işte.
Bir şeylerin acısı, bir şeylerin anısıyla..
(Lale Müldür)
Bir şeylerin acısı, bir şeylerin anısıyla..
(Lale Müldür)
Tırnakları yenmiş bir hayatın,
kanayan parmak ucundaydı umutlar..
(Serdar Oğuz)
kanayan parmak ucundaydı umutlar..
(Serdar Oğuz)
Gör ki dünya sırtında nice insan taşıyor.
Kimi yaşarken ölmüş, kimi ölmüş yaşıyor..
(Cengiz Numanoğlu)
Kimi yaşarken ölmüş, kimi ölmüş yaşıyor..
(Cengiz Numanoğlu)
Aklının ucuna oturup kendimi bekledim.
Gelmedim, gelmedim, gelmedim..
(Cemal Süreya)
Gelmedim, gelmedim, gelmedim..
(Cemal Süreya)
Kızım, sen hiç doğmayacaksın üzgünüm.
Baban bizi terk etti..
Baban bizi terk etti..
Dün akşam şehre seni anlattım.
Bak bugün her yer ıslak..
Bak bugün her yer ıslak..
Ve sen yaslanacak bir omuz bulursun yine.
Benim başım boynumdan kırık, düşer omuzum üstüne..
Benim başım boynumdan kırık, düşer omuzum üstüne..
Seni hatırlatan her şeyde, katledilmiş mutluluklarım var.
Her gülüşüm kanla karışık yağmurlu şimdi..
Her gülüşüm kanla karışık yağmurlu şimdi..
Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını.
Herkesin yüzü ıslak, başları eğik, herkes benim hep olduğum gibi..
(Ceyhun Yılmaz)
Herkesin yüzü ıslak, başları eğik, herkes benim hep olduğum gibi..
(Ceyhun Yılmaz)
İnsan bir kere birine geç kalır,
ve bir daha hiç kimse için acele etmez..
(Yaşar Kemal)
ve bir daha hiç kimse için acele etmez..
(Yaşar Kemal)
En acı ölüm şekli,
sen yetmezliğinden sonra gelen özlem bitmezliğiymiş..
sen yetmezliğinden sonra gelen özlem bitmezliğiymiş..
Bir şeylere heves ettiğim günler vardı.
Rahmetle anıyorum..
Rahmetle anıyorum..
Zamansız gelme. Elim kolum dağınıksa sarılamam..
(Turgut Uyar)
(Turgut Uyar)
Tekrar tekrar seni düşünüp acı çekmemek için,
kendi düşüncelerimin katili oldum ben..
kendi düşüncelerimin katili oldum ben..
Ölü kadınlar gördüm.
Yaşayan adamlar için şiir yazıyorlardı..
Yaşayan adamlar için şiir yazıyorlardı..
İçim yanıyor anne! Saçımdan tırnağıma kadar. Zehir zemberek bir acı.
Aynen küçükken şımardığımda ağzıma sürdüğün biberin tadı..
Aynen küçükken şımardığımda ağzıma sürdüğün biberin tadı..
Yağmur duası kabul olmuş, toprak gibi kokuyor gözlerim.
Her düşen iki damla arasında, yıkanıyor ölü bedenim..
Her düşen iki damla arasında, yıkanıyor ölü bedenim..
Her şey tamam sanma.
Görmüyor musun? Sende ben eksik..
(Emre Karataş)
Görmüyor musun? Sende ben eksik..
(Emre Karataş)
Yüreğin çığlık çığlığa cümleler kurarken,
dilin avaz avaz susuyorsa çaresizsin..
dilin avaz avaz susuyorsa çaresizsin..
Alıp başını gidebilenin hastasıyım.
Ben nereye gitsem aklım olay mahallinde kalıyor..
Ben nereye gitsem aklım olay mahallinde kalıyor..
Hayatı yaşanır kılan hayallerdir.
Hani gözümün içine bakarak çaldıkların..
Hani gözümün içine bakarak çaldıkların..
Ben sadece papatyaları severdim.
Sen nerden çıktın?
Sen nerden çıktın?
İnsanlar yaşıyor ama, içleri hep ceset..
Acıyla başa çıkabilirdim belki,
onu bana hatırlatanlar olmasaydı..
(Kahraman Tazeoğlu)
onu bana hatırlatanlar olmasaydı..
(Kahraman Tazeoğlu)
Bana geleceğin saati söyle.
Tarihi bilmesem de, beklerim seni..
(Emre Gökçe)
Tarihi bilmesem de, beklerim seni..
(Emre Gökçe)
Ne olurdu şimdi yani,
etrafımı sigara dumanı değil de, senin kokun sarsaydı..
etrafımı sigara dumanı değil de, senin kokun sarsaydı..
Sonra yine o his takılıyor genzime. Bir çıkış yolu bulamıyorum,
uyku tutmuyor bir türlü. Ölüyorum her sabaha karşı sessiz saatlerde..
uyku tutmuyor bir türlü. Ölüyorum her sabaha karşı sessiz saatlerde..
Ve o son buluşmamızda senden gözlerimi kaçırsaydım aklımı kaçıracaktım..
Zaten sevda mezarlığımızda "seni seviyorum" diyemediklerimiz yatıyor..
(Ulan İstanbul)
(Ulan İstanbul)
Onlar sevgiye aç geldikleri dünyada,
sevgiye hiç doymamış olarak yaşarlar.
Ve öyle ölürler. Çünkü onlar ıssız kadınlardır..
(Mustafa Sadık)
sevgiye hiç doymamış olarak yaşarlar.
Ve öyle ölürler. Çünkü onlar ıssız kadınlardır..
(Mustafa Sadık)
Birisini unutmak zorundaysanız, bunu sindire sindire yapın.
Çünkü aklın zamansız öldürdükleri, yürekte amansız dirilir..
(Paul Auster)
Çünkü aklın zamansız öldürdükleri, yürekte amansız dirilir..
(Paul Auster)
Ey hayat! Daha fazla yorma beni.
Ben fazlasıyla ödedim senin uğruna kaybettiklerimin bedelini..
Ben fazlasıyla ödedim senin uğruna kaybettiklerimin bedelini..
Ellerim titredi gül verirken eline.
Ellerim bile anladı, ellerinin elin eline el olduğunu..
Ellerim bile anladı, ellerinin elin eline el olduğunu..
Ben çamurdan hayal kurdum, binalarla yıktılar..
(Aykan)
(Aykan)
Kendine iyi davran!
Çünkü sonradan yanında kendinden başka kimse kalmıyor..
Çünkü sonradan yanında kendinden başka kimse kalmıyor..
Çünkü müziğin sesini kısarsam,
kalbimin çığlıklarını duyarım..
kalbimin çığlıklarını duyarım..
Gece her şeyi örtermiş.
Örterde, yürek acısının üstünü açar..
Örterde, yürek acısının üstünü açar..
Seni sevmeye başladığım gün,
nasıl olsa kaybedecek hiçbir şeyim yok demiştim.
Oysa ki kendimi hiç hesap etmemişim..
nasıl olsa kaybedecek hiçbir şeyim yok demiştim.
Oysa ki kendimi hiç hesap etmemişim..
Üzülme alıştım ben acı çekmeye.
Bir renk olsam, Allah kesin siyah olarak yaratırdı beni..
Bir renk olsam, Allah kesin siyah olarak yaratırdı beni..
Ve bazen göz kapaklarımı, acıdan açamadığım oluyor..
Hayatımda bir kez olsun
varlığını hissetmediğim insanın, kalıcı izlerini taşıyorum..
varlığını hissetmediğim insanın, kalıcı izlerini taşıyorum..
Ben sadece, çocukluğumda hiçbir şey düşünmeden,
erkenden uyuduğum gecelerimi özledim..
erkenden uyuduğum gecelerimi özledim..
Gülüşüyle hayat veren, gidişiyle can alır..
Eskisi gibi "öpeyim de geçsin"
de diye kestim bileklerimi..
de diye kestim bileklerimi..
Sesimi üşüttüm sanırım.
Tir tir titriyor adını söylerken..
Tir tir titriyor adını söylerken..
Tarifi kifayetsiz bir acının,
sessiz direnişçisi gibi yüreğim.
Sensizliğe devrim yapasım var..
sessiz direnişçisi gibi yüreğim.
Sensizliğe devrim yapasım var..
Benim tek ikiyüzlülüğüm canım yanıyorken gülüyor olmamdı..
Ben küçüktüm.
Önce onunla tanıştım,
sonra acısıyla. Büyüdüm..
Önce onunla tanıştım,
sonra acısıyla. Büyüdüm..
Yanağım gülüyordu, yüreğimin ağrısını bilmiyorlardı..
Bana bir ömür söyleyin, hemde bol acılı..
(Bekabir)
(Bekabir)
Gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız,
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır..
(Haydar Ergülen)
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır..
(Haydar Ergülen)
Karda donmak üzeresin.
Uyumak tatlı geliyor, ama ölüyorsun farkında değilsin..
(Issız Adam)
Uyumak tatlı geliyor, ama ölüyorsun farkında değilsin..
(Issız Adam)
Ben de binbir renk çiçek açardım da,
gel gelelim güneş değmiyor yapraklarıma..
gel gelelim güneş değmiyor yapraklarıma..
Ve ben o gece içim sökülene kadar ağlamıştım.
Sen huzurlu uykularında uyurken..
Sen huzurlu uykularında uyurken..
Acının bana verdiği yetkiye dayanarak,
yalnızların intiharını talep ediyorum..
(Özgür Kara)
yalnızların intiharını talep ediyorum..
(Özgür Kara)
Acılarımı güncelliyor, aklıma gelince gülüşlerin..
Görmezden geliyorsun ya hani.
Kalemimden kan, kelamımdan can çıkıyor..
Kalemimden kan, kelamımdan can çıkıyor..
Bu kalbime sığmazken nasıl sığdın toprağa?
(Mc Esila)
(Mc Esila)
Korkuyorum! Ya seni ararken sizi bulursam..
Tam da özledim diyeceğim ama yüzüğün dilime dolanıyor..
Şehirlere sığmayacak acıları,
küçücük odalarda çekiyoruz..
küçücük odalarda çekiyoruz..
Bu suskunluk git demekse,
ölene kadar susalım seninle..
ölene kadar susalım seninle..
Lütfen bir gün karşıma çık.
Kendimi görmeye ihtiyacım var..
Kendimi görmeye ihtiyacım var..
Olmuyor işte, yeni birine yer yok.
Sabah kalkıp yine onu seviyorsun..
Sabah kalkıp yine onu seviyorsun..
Onun kalbi başkası için attığında seninki durur..
(Cemal Süreya)
(Cemal Süreya)
Ve çay dedi ki, madem içmeyecektin beni,
acıma şeker katıp neden karıştırdın içimi..
(Yusuf Tandoğan)
acıma şeker katıp neden karıştırdın içimi..
(Yusuf Tandoğan)
Keşke seninle biraz mümkün olabilseydik.
Bu kadar imkansızlık canımı acıtıyor..
Bu kadar imkansızlık canımı acıtıyor..
Çok istemedim be hayat.
Yakmadan pişir beni, yeter..
Yakmadan pişir beni, yeter..
Atom bile bizim kadar parçalanmamıştır..
Do, re, mi, fa, sol, ya, nım, acı, yor..
Herkesin cehennemi farklıdır. Sadece alev ve acıdan oluşmaz.
Asıl cehennem, yolunda gitmeyen hayatındır..
(What Dreams May Come)
Asıl cehennem, yolunda gitmeyen hayatındır..
(What Dreams May Come)
Kalbimi sağır edercesine sessiz çığlıklarım var benim.
Ve artık gülme engelliyim..
Ve artık gülme engelliyim..
Rimeli akmış yalnızlıkların koynunda sevişiyorum.
Öpebilir misin sen bedenimden önce günyüzü görmemiş acılarımı..
(Yusuf Tandoğan)
Öpebilir misin sen bedenimden önce günyüzü görmemiş acılarımı..
(Yusuf Tandoğan)
Dert, şu hayatta en uzun süreli sahip olduğum şey..
Bu ara genç yaşımda ölsem de,
organlarımla beş kişi hayata tutunsa hallerindeyim..
organlarımla beş kişi hayata tutunsa hallerindeyim..
Gelinlikle kefen aynı renktir.
Seçtiğiniz insan size ya cenneti yaşatır ya cehennemi..
Seçtiğiniz insan size ya cenneti yaşatır ya cehennemi..
Omzunu vatanım bildiğim adam,
sürgün etti beni toprağından..
sürgün etti beni toprağından..
İnsanların yüzüne iyi bakın,
acısı çok olanın gülüşü güzel olur..
acısı çok olanın gülüşü güzel olur..
İyi bir şair değilim ama iyi fotoğrafçıyımdır.
Çok güzel acı çekerim..
Çok güzel acı çekerim..
Kiminle yaşarsan yaşa, kalbindekiyle yaşlanırsın..
Sonra duvara yumruk attım.
Elin acısından, yüreğimin acısını duymayım diye..
Elin acısından, yüreğimin acısını duymayım diye..
Mış gibi yaptım ben hep.
Güçlüymüş gibi, canı hiç yanmazmış gibi, yaşıyormuş gibi..
(Suskunlar)
Güçlüymüş gibi, canı hiç yanmazmış gibi, yaşıyormuş gibi..
(Suskunlar)
Doktordan artık 'kısa bir ömrünüz kaldı'
cümlesi duymaya ihtiyacım var..
cümlesi duymaya ihtiyacım var..
Peki ya sen anne?
Ölümle bu kadar iç içe olduğumu bilseydin,
tekrar doğurmak ister miydin beni?
Ölümle bu kadar iç içe olduğumu bilseydin,
tekrar doğurmak ister miydin beni?
Kalmıyor, aldığımız nefes dahi kalmıyor içimizde, kimse kalmıyor..
Biz yaşayarak öğrendik, ateşin düştüğü yeri yaktığını..
Bense vücuduma şiirler saplıyorum durmadan.
Sen de bilirsin ya, Allah dayanabileceği kadar acı verirmiş insana..
(Didem Madak)
Sen de bilirsin ya, Allah dayanabileceği kadar acı verirmiş insana..
(Didem Madak)
Artık ağlayacak bir omuz bile yok.
Kaç kere gözlerim dolduysa, hep hırkamın koluna sildim..
Kaç kere gözlerim dolduysa, hep hırkamın koluna sildim..
Gelmediğin her gün bir yaş kopuyor şimdi gözlerimin takviminden..
Ağlarken kesik kesik nefes alan kadınların acısı
hiçbir kutsal kitapta yazmaz..
(Dila Bakaç)
hiçbir kutsal kitapta yazmaz..
(Dila Bakaç)
Kaburgamın altında büyüttüğüm hayallerimi dağıtıp beni benimle vurma.
Burnumun direğine kadar sızım var..
Burnumun direğine kadar sızım var..
Açtığın yarama zaman sürdüm bekliyorum öyle..
Ne yaşarsanız yaşayın, birine en son davranış şekliniz,
onda bıraktığınız tek fotoğraftır..
onda bıraktığınız tek fotoğraftır..
Hak etmedik o kadar süslü hayallere, ağır acılar yüklemeyi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder